KARANLIKDERE

Friday, February 04, 2005

Sarıkamış’a Ulaşım

Farklı yıllarda üç ayrı ulaşım aracı ile yaptığımız Sarıkamış yolculuklarından sonra bunlardan aklımızda kalanları anlatmaya çalışacağım. Seçeneklerden birincisinde, İstanbul'dan Doğu Ekspresiyle (her sabah 08:35 hareket - ertesi akşam 21:00 varış / Yataklı / 53 YTL / kişi) 40 saatlik bir yolcululuk ile Sarıkamış'a ulaşmak mümkün. "Benim bu kadar vaktim yok" diyecekler için sırasıyla 22 Saat süren Otobüs ve 4 saat kadar süren (Ankara aktarmalı) uçak yolculukları var. Otobüs yolculuğu ise hergün 12:00 ve 14:00 de İstanbul / Harem'den başlıyor, Kuzey Anadolu Fay Hattı boyunca devam ederek Erzurum üzerinden ertesi sabah 9 / 11 gibi Sarıkamış'a ulaşıyor. 2013 Ocak ayı itibarıyla ücreti 70 TL, Doğu Kars (216) 334 87 60 Şehirlerarası yolların durumu mevsim koşullarına göre bu süreyi zaman zaman belirsiz şekilde uzatsa da aslında çok da katlanılmaz bir yol değil. Otobüs yolculuğunuzun rahat geçmesi için koridor tarafını tercih etmek, tekerlek üstü / kapı sırası / en ön / arka beşli gibi potansiyel rahatsız yerlerden uzak durmak, muavinle iyi geçinmek molalarda mutlaka inerek gece soğuk havada yürüyüş yapmak, lokantalarda riskli yemeklerden uzak durmak gibi, kurallara uymanız durumunda güzel bir yolculuk yapacaksınız.
 Uçak yolculuğu demişken, Anadolu yakasından sabah çok erken hareketler havaalanına ulaştıktan sonra Ankara uçağına binmeniz, daha sonra Esenboğa'da bir aktarma yapıp (sis yoksa) zamanında hareketle Kars'a inmeniz hemen hemen öğlen saatleri demek olacak.
Havaalanı - şehir merkezi arasındaki bildik yolculuklardan biraz daha farklı tabi. Board / kayak malzemelerinizi de hesaba katarak şöförden uygun donanım getirmesini isteyebilirsiniz (bagaj kapağı için lastik vbg.) Sonuçta, otelinize yerleşmeniz saat 13:00'ü bulacaktır ve bu durumda bile pistlere kendinizi atmak için bir öğleden sonranız var. Tren ve otobüste bu süre biraz daha uzun .. Yol boyunca yüksek irtifada (~ 2200 m) olmaktan dolayı renkler daha canlı gelebilir. Köylerden geçerken alışık olmadığınız kokular duyabilirsiniz. Göz alabildiğine uzanan bu ovayı Kuzey ve Güney boyunca çevreleyen dağ sıraları hemen dikkatinizi çekecek. Ova doğal olarak ağaç yönününden fakir ama batıya Sarıkamış'a doğru (ya da otobüs yolcuları için Erzurum’dan sonra doğu yönüne) ağaçların sizi şaşırtıcı bir sıklıkla boy gösterdiğini göreceksiniz. Kars Sarıkamış arasındaki yolun sonuna doğru ilçenin belli başlı köylerinden biri olan Yağbasan var. Buradan geçerken sizi çok kısa bir sürede 1500 km doğuya bırakmış uçağın, nasıl bir coğrafya değişikliğine yol açtığını ilk kez bu kadar yakından anlayabileceksiniz. Aklınıza, buraların 1900'lerin başından beri çok ciddi bir değişim geçirmediği düşüncesi takılacak. Köylerde yaşayanlar fakir insanlar değil ama yaşadıkları çevre hele kar altındaysa sizin bu konuda herhangi bir tahmin yapmanıza olanak vermeyecek kadar alışılmadık gelebilir. Sarıkamış'a giriş sonrasında hemen başlayıveren ilçenin ana caddesi ve bu caddeye açılan az sayıda ve çoğu da kalın buzla kaplı (kışın tabii) dar sokaklar, etrafta sanki hiç buz filan yokmuşçasına devam eden gündelik hayat, özellikle trafiğin nasıl olabiliyorsa bu koşullarda da devam edebilmesi oldukça ilginç aslında. Zincir takan az sayıda askeri aracı saymazsak, yerdeki buz tabakası ve zaman zaman üzerindeki kar, şöförleri için herhangi bir zorluk oluşturmuyor. Baharla birlikte, karlar erimeye başladığında, kışın sevimli görünen ve altyapının eksiklerini kapatan örtü kalkmaya başladığında, her yerden serbetça akmaya başlayan sular görebilirsiniz. İlçe merkezinde yemek yenilebilecek lokantalardanÖz Can Baba lokantasını  önerebiliriz.

Kar çeşitleri

Aralarında Sarıkamış’ın da bulunduğu pek çok kayak merkezini tanıtan yazılar, ölçülmesi objektif olarak mümkün olamayacak olsa da gayet iddialı şekilde ‘Avrupa’nın en iyi toz karı’, ‘dünyaca ünlü kristal kar’, ‘en uzun pistler burada’ gibi ifadeleri sık sık kullanmaktalar. Tartışmaya girmeden önce, en azından kar çeşitleri hakkında öğrendiklerimizin bir kısmını burada kısaca anlatalım.
Üzerinde kayanlar için birbirinden çok farklı yüzeyler oluşturan kar türleri şu şekilde sıralanabilir;

Toz kar (powder / pristine powder) Kar kristallerinin birbirlerine yapışmadığı ve dolayısıyla sıkıştırıldığında kartopu yapılamayan kar çeşididir. Derin toz kar üzerinde kaymak, bunu ilk kez yapan biri için unutulamaz bir tecrübedir. Ağırlığınızın olmadığı bir ortamda yüzüyormuşsunuz gibi bir his verir. Tozkarda düştüğünüzde canınız acımaz, dolayısıyla yeni numaralar denemek ya da hız rekorunuzu kırmak için de mükemmel bir ortamdır. Yumuşak derin tozkarda batmamak için belirli bir minimum hızın altına düşmemek ve kayak / board üzerindeki ağırlık merkezinizin hafifçe geride olacak şekilde ayarlanması gerekir yoksa, burun tarafı batarak sizi durdurur.

Eski toz kar (crud) Kötü bir türkçe karşılık olsa da, toz kar üzerinde insanlar kayıp, bazı bölgelerde birikme ve sertleşmeler meydana gelmeye başladığı zamanki haline ‘bozulmuş’ ya da ‘artık’ kar denmektedir. Yüzeyde düzensiz kabarıklıklar oluşmuştur ve direnç bu bölgeler geçilirken azalıp çoğalabilir. Dizlerin hafifçe bükülmesi ile bu bölgeleri geçerken oluşacak şoklar azaltılabilir.

Kabuk kar (crust) Başlangıçta tozkar şeklinde olan yığınların, günler geçip üst tabakalar güneşin etkisiyle eriyip sonra da donarak bir ‘kabuk’ oluşturduğu durumlarda, pistlerde ve pist dışında görülebilir. Bu kabuk, ağırlığınız altında _genellikle_ kırılarak alttaki toz kar üzerinde kaymanıza olanak verir. Ama kontrol ve his, elbetteki tozkar gibi değildir. Dönüşler daha zordur ve tabakaların size uygulayacağı karşı kuvvet sürekli olarak değişmektedir.

Sulu buz (slush) genellikle bahar aylarında ve pistlerin alçak kesimlerinde öğlen güneşinin eriterek içerisindeki su miktarını oldukça arttırdığı kar koşuludur. Tahmin edilmesi zor bir yüzey olduğu için üzerinde kaymak zordur. Tozkarın aksine çok iyi kartopu yapılabilir. Bu tür pistlerde kayarken carving dönüşleri yön değiştirmek için kullanılması gereken yöntemdir.


Buz (ice) Toz karın tam aksi koşulları ve hisleri yaşatacak yüzey şekli. Genellikle rüzgar etkisiyle ve üzerinde çok sayıda kayanların sıkışan ya da sürekli erime / donma çevrimleri sonrasında sürekli olarak buz olarak kalan kesimlerde görülür. Kenarları oldukça keskin ve kenar tutuşu iyi tahtalarla bile üzerinde tam kontrol sağlama olanağı yoktur.


Yukarıdaki sınıflandırma, kar koşullarını tanımlamak için herzaman yeterli olmayabilir. Onun için aşağıdaki sınıflandırmayı da göz önünde bulundurmakta yarar var:

PDR powder (bildiğimiz ve sevdiğimiz toz kar)

PP packed powder (makinalar veya diğer kayanlar tarafından kısmen sıkıştırılmış toz kar. Tokar kadar yumuşak ve kabarık olmamakla beraber, sert bir yüzey oluşacak şekilde de sıkıştırılmamıştır)

LSGR loose granular (gevşek tanecikli kar, genellikle toz karın sürekli donma / çözülme çevrimlerinin etkisiyle tanecikli bir şekle dönüşmesiyle oluşur)

FRGR frozen granular (donmuş tanecikli kar, üzerine bir batonu sapladığınızda dik olarak kolaylıkla durduğunu görebileceğiniz kar. Snowtrack ya da kar makineleriyle ezildikten sonra gevşek tanecikli hale döner)

WETPS wet packed snow (sıkıştırılmış ıslak kar _genellikle_ makineler tarafından sıkıştırılmış pistlerde yağmur sonrasında görülür)

WETGR wet granular (ıslak tanecikli kar – gevşek ya da donmuş tanecikli karın üzerine yağan yağmur ya da nem etkisiyle ıslanarak kolay kayılan bir yüzey oluşturduğu durumdur)

WBLN windblown snow (savrulmuş kar – yüzeydeki toz ya da tanecikli karı örtüsünün rüzgarla savrulup, iyice sıkışmış sert bir zemini açığa çıkarttığı kar koşullarıdır)

CORN corn (mısır tanesi – genelde bahar aylarında bulunabilen bir kar koşuludur. Gece donarak birbirinden ayrılan iri tanecikler, gün içinde ısınarak gevşerler. Fakir insanın toz karı olarak da bilinir.

ICY icy (buzlu – donmuş tanecikli kar ile karıştırılmamalıdır. Bu yüzeyin cilalanmış gibi bir görünüşü vardır. Üzerinde kontrollü kayma olanağı çok azdır.